31 Ocak 2009 Cumartesi

nerede bu gölgem reha muhtar?

evet kendisini uzun bir süredir görememekteyim. hadi görsem eskiden olduğunu gibi kendi gölgemi yakalamaya çalışsam kayıp düşerim. Düşme konusunda çok dertliyim. Bunları yazmadan önce otobüse yetişmek için koşarken 4. düşüşümü kayda geçirdim. Bu sefer gerçekten etkileyiciydi. nasıl oldu tam anlamadım ama sol ayağım yerden pek yükselmese de sağ ayağım sağa doğru uzunca bir havalandı. ve sonra sol popomun üstündeydim. sarhoş finlere hiç taviz vermeden kalkıp aynı hızla devam ettim...

evet gölge... coğrafya ve ilgili bilgilerim zayıf. saat kaçta nasıl gölge olur hatırlamıyorum. tek bildiğim bir şey var o da 21 Aralık'ta ben taaaaa hala Ankara'da finallere girerken burda en uzun gece yaşandı ve şimdi git gide günler uzuyor. ilk geldiğim günler güneşi daha çok görüyordum şimdi haftada bir görüyorum.
Geçen haftasonu Sauvo'daydım. Donmuş Baltık Deniz'ini izleyip "lan üstünde yürüsem mi acaba" diye düşünürken. Birden bu oldu..



hala Lucie ile napsak diye karar veremezken işte özlemle beklediğim an:



ve sonunda burdayım


oh sunshine.

evet çok uykum var. ve size bunu çalıyorum:http://www.youtube.com/watch?v=ipPgNrVAcno&feature=related

30 Ocak 2009 Cuma

this is how i walk on the snow




or i mean ice?
üç kere düştüm bana mısın demedi.

komşu kızımız. bir de "big in japan" kaydını dinleyin. biz inanamadık..

26 Ocak 2009 Pazartesi

miksi ei kokeilla jotain uutta?

www.myspace.com/hellohighplaces
sounds nice.. nice is good...

tanssia.

I asked the clouds to bang bang bang and make some lights for our theme song, your legs. but i forgot we are just too shy to be lovers..

16 Ocak 2009 Cuma

shall we dance?



survival guide for Finland.

15 Ocak 2009 Perşembe

dibi düşen kızlar.

Geleli 10 gün oldu her gün bambaşka, ilginç şeylerle karşılaşıyorum diyemem. daha şehrin turistik yerleri tam olarak gezmiş değilim. 10’dan fazla fotoğraf çekmemişimdir herhalde. bu rahatlığın sebebi de sanırım önümde 6 ayın olması. turist gibi hissetmek istemiyorum sanırım. ya da turist olduğumu anlamasınlar… ama en çok çok çok hoşuma giden oturup insanları seyretmek. her yerden birileri var. İspanyol, Fransız ve İtalyan çoğunluğu altında ezilmekteyim. Fransızca dinlemekten dili öğrenemesem de belki konuşmayı öğrenirim(: genelde tanıştığım insanların Türkiye’ye karşı özel bir ilgisi var –evet bazıları uyduruyor sırf konuşmak için anlayabiliyorum. Kimi bir sürü Türkçe kelime biliyor, kimi İstanbul’a gelmek için yanıp tutuşuyor, kiminin de Türk sevgilileri olmuş… insanlar bir yarış içinde: kim ne kadar insanla tanışmış, ne kadar partiye katılmış diye.. ama sabah kalkıldığını kaç kişi kaç kişinin adını hatırlıyor meçhul. ama bir tümevarım yaparsak insanlar hangi milleten olursa olsun genelde aralarında geçen ilk bayağı muhabbetler aynı (özellikle kızlar arasında): erkekler. ne zaman bir partiden dönülse herkes kendince rapor veriyor.


Ben 3B'de kalıyorum ve bazı arkadaşlarım 3D’de olduğu için oraya sıkça uğruyorum katta daha beş kızlardı ve geçen gittiğim gece tam biz başka bir partiye giderken kata yeni bir erkek geldi. yola koyulmuş bu beş kızın nasıl bir anda çocuğu kovaladıklarını izlemek çok eğlenceliydi mesela. Eminim kata yeni bir kız gelmiş olsa tepkiler aynı olmazdı… Ki dün yeni bir kız geldi ama umursandığı yok “i think she’s shy” denip geçiliyor.

Zaman ne kadar “cool” oldugunu gösterme zamanı gençler bunun için-sırf sizleri çok sevdiğim- birkaç hayat bilgisi dersi vericem:

*OH MY GOD O KADAR YÜKSEK SESLE KONUŞUNKİ HERKES SIZI DUYSUN. SESINIZIN NE KADAR ITICI VEYA KONUŞTUKLARINIZIN NE KADAR SAÇMA OLDUGU HİÇ ÖNEMLI DEĞİL.

* sakın sakın derslere gittiğinizden bahsetmeyin. “oh maaan I think I’ll just do nothing. Crazy party last nigh ha?” Amaç sadece parti yapmak. Ama sonra sınavım/dersim var yarın diyenlere bir şey demeyin çünkü bir şey hatırlamıyorsunuz. “I have to take 30 credits.”

*kız/erkek muhabbeti yapmak tam bir ‘icebreaker’ olmuş. Ama kimle yaptığını iyi seçiceksin. Yoksa ilk günlerden dedikodu dönüyor..

*Birkaç başka dilde kelime öğrenin. mesela ortamda İtalyanca konuşuluyorsa öyle bir yüz ifadesi takınınki sanki konuşulanları anladığınızı sansınlar. Gerçekten çok rahatsız oluyorlar ve İngilizce konuşmaya başlıyorlar. Ben çok denedim, işe yarıyor!

* dans pistini iyi gören bir köşe seçmek çok önemli. Ya da dans ederken hareketler çok önemli. Kalçayı popoyu sallıyorsun (bu kısımlar umarsızcasına hareket ediyor), ayaklar sabit olabilir ama boyun kafa kısmı hele gözle 180 derecelik turlar atarken avını iyi seçiyor.

şimdilik fena değil gibi burası. sadece biraz güneş istiyorum. onun dışında :iheartturku:

12 Ocak 2009 Pazartesi

oriented very much.

nasıl oryante olunur?

-eee-helloo
-are you also an exchange student?
-aa turkey? istanbul? capital istanbul?
-i know some turkish. merhaba. ashkim. nasilsin.seni seviyorum. benimle cikar misin. ucak.
-what do you study?
-where do you live?
-derya
-daria?
-derya
-daria?
-yes, daria.

9 Ocak 2009 Cuma

geldim.


bulutların üzerinden..

4 Ocak 2009 Pazar

başrollerde...

101

nefes alıyoruz. sonra veriyoruz.
uçuyoruz. iniyoruz. merhaba!
size finlikarpuzlardiyarıdan bağlanıcak...